Nüşuz kadın ne demek ?

Umut

New member
Nüşuz Kadın Ne Demek? – Kavramın Bilimsel, Sosyolojik ve Psikolojik Analizi

Selam forum ailesi,

Son zamanlarda sosyal medyada, haberlerde ya da tartışma platformlarında sık sık duyduğumuz bir kavram var: “nüşuz kadın”. Kimine göre dini bir terim, kimine göre toplumsal bir etiket, kimine göreyse tamamen yanlış yorumlanan bir kavram.

Ben de bu konuyu biraz bilimsel bir gözle, biraz da sosyal psikoloji perspektifiyle ele almak istedim. Çünkü “nüşuz” kelimesi sadece bir kelime değil; tarihsel, kültürel ve psikolojik anlam katmanları olan derin bir olgu.

Tarihsel ve Kavramsal Temel: Nüşuz Nedir?

“Nüşuz” kelimesi Arapça kökenlidir. Kelime anlamı olarak “yükselmek, başkaldırmak, dikleşmek” gibi anlamlara gelir. İslami literatürde ise genellikle “kadının kocasına karşı itaatsizliği” veya “evlilik görevlerini yerine getirmemesi” anlamında kullanılmıştır.

Kur’an’da bu kavram, özellikle Nisa Suresi 34. ayette geçer ve burada aile içi uyumun bozulduğu durumlarda rehberlik edici bir ifade olarak yer alır.

Ancak tarih boyunca bu kavram farklı dönemlerde farklı biçimlerde yorumlanmıştır. Osmanlı döneminde “nüşuz” kavramı genellikle evlilik sözleşmesine aykırı davranışlar anlamına gelirken, modern çağda daha çok kadının özgürlük mücadelesiyle çatışan bir toplumsal söylem haline gelmiştir.

Bilimsel açıdan baktığımızda, bu kavramın evrimi toplumsal yapının değişimiyle paraleldir. Çünkü toplumsal normlar, kadın-erkek rollerini yeniden tanımladıkça, “itaat” ve “nüşuz” kavramları da dönüşüme uğrar.

Sosyolojik Perspektif: Güç, Roller ve Cinsiyet Dinamikleri

Sosyolojiye göre “nüşuz” aslında güç dengesinin bozulduğu bir ilişkisel durumdur. Kadının geleneksel rollerden çıkması, toplumun ona biçtiği “itaatkâr” modelin dışına taşması olarak görülmüştür.

Ancak modern toplumsal cinsiyet araştırmaları, bu yaklaşımı eleştirir. Çünkü kadın davranışlarını sadece “itaat” veya “isyankârlık” üzerinden değerlendirmek, bireyin özerkliğini göz ardı eder.

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) 2023 verilerine göre, dünyanın birçok yerinde kadınların %40’ı hâlâ ev içi kararlarda söz hakkına sahip değil. Bu veri bize şunu söylüyor: “Nüşuz” denilen durum aslında bireysel bir başkaldırı değil, eşitlik arayışının doğal bir sonucu olabilir.

Yani sosyolojik açıdan, nüşuz bazen “itaatsizlik” değil, eşitliği yeniden tanımlama çabasıdır.

Psikolojik Boyut: İtaat, Direnç ve Kimlik Arayışı

Psikoloji, nüşuz kavramını bireysel davranış ve bilinç düzeyiyle ele alır.

İnsan davranışları genellikle iki ana ihtiyaç etrafında şekillenir: bağlılık ve özgürlük.

Kadınların tarih boyunca bu iki ihtiyaç arasında sıkıştığı görülür.

Bağlı kalmak toplumsal olarak “uyumlu” sayılırken, özgür olmak çoğu zaman “itaatsizlik” olarak damgalanmıştır.

Nöropsikoloji açısından bakarsak, kadınların bu tür çatışmalarda daha yüksek duygusal stres tepkisi gösterdiği, kortizol hormonunun (stres hormonu) erkeklere göre daha uzun süre yüksek kaldığı biliniyor.

Bu durum, toplumsal baskının biyolojik etkisini bile gözler önüne seriyor: “Nüşuz” olarak tanımlanan davranışlar, bazen sadece bireyin psikolojik savunma mekanizması olabilir.

Erkeklerin Analitik ve Veri Odaklı Yaklaşımı

Forumda erkek kullanıcılar genelde bu tür konulara tarihsel ve rasyonel açıdan yaklaşıyor.

Bir kullanıcı şöyle yazmıştı:

> “Nüşuz kavramı, toplumun düzenini korumak için getirilmiş bir normdur. Her sistemin uyuma ihtiyacı vardır. Kadın veya erkek fark etmez, ilişki dengesi bozulduğunda kavramlar devreye girer.”

Bu bakış açısı, erkeklerin konuyu sistem ve düzen perspektifinden ele aldığını gösteriyor. Onlar genelde “nüşuz”u toplumsal dengeyi koruma aracısı olarak görür.

Ancak veriler, bu bakışın tek taraflı olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü nüşuz kavramının tarihsel uygulamaları çoğunlukla kadın davranışlarını kontrol etme yönünde kullanılmış.

Erkekler için mesele “düzen”, kadınlar içinse “özgürlük” olmuştur.

Bu da aslında toplumsal cinsiyet rollerinin evlilikteki güç dengesini nasıl etkilediğini açıkça gösterir.

Kadınların Empatik ve Toplumsal Bakış Açısı

Kadın kullanıcılar ise bu kavramı daha duygusal ve sosyal yönleriyle değerlendiriyor.

Bir kullanıcı şöyle yazmıştı:

> “Nüşuz kadının suçlanması değil, anlaşılmaması demek. Kadın kendini ifade edemediğinde, sistem onu ‘itaatsiz’ diye damgalar.”

Bu yaklaşım, kadınların toplumsal algı içindeki rollerine yönelik bir empati çağrısıdır.

Kadınlar genelde “nüşuz”u bir ahlak problemi değil, bir iletişim problemi olarak görür.

Psikolog Carol Gilligan’ın “etikte bakım kuramı”na göre, kadınlar kararlarını duygusal bağlamda değerlendirir; toplumsal uyumu korumak ister.

Yani bir kadın “nüşuz” olarak etiketlendiğinde, aslında o durum genellikle iletişimsizlik, baskı veya duygusal ihmal kaynaklıdır.

Dini Metinlerden Modern Yoruma: Kavramın Dönüşümü

Nüşuz kelimesi Kur’an’da hem kadın hem erkek için geçer (bkz. Nisa 34 ve 128).

Yani aslında “nüşuz” sadece kadına özgü değildir; erkek de eşine karşı sorumluluklarını ihmal ettiğinde “nüşuz” sergiler.

Ancak tarihsel süreçte bu kavram genellikle kadın davranışlarıyla sınırlandırılmıştır.

Modern ilahiyatçılar, bu daraltılmış anlamı yeniden tartışıyor.

Örneğin kadın araştırmacı Fatma Bayraktar’ın 2022’de yayımlanan analizine göre, nüşuz kelimesi “itaatsizlik” değil, “ilişkisel kopukluk” anlamına gelir.

Bu da bize kavramın aslında evlilikteki duygusal mesafeyi temsil ettiğini gösteriyor.

Toplumsal Etkiler ve Gelecek Perspektifi

Günümüzde nüşuz tartışmaları artık sadece dini değil, hukuki ve sosyolojik zeminde de yapılıyor.

Medeni hukukta “nüşuz” kavramı, boşanma davalarında “evlilik yükümlülüğünü yerine getirmeme” olarak yorumlanabiliyor.

Ama gelecekte bu kavram, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle yeniden tanımlanacak gibi duruyor.

Çünkü artık modern toplumlarda kadının “itaati” değil, katılımı konuşuluyor.

Bilim insanları bu dönüşümü “eşitlik odaklı aile modeline geçiş” olarak adlandırıyor.

Erkeklerin analitik, kadınların empatik bakışlarının birleştiği noktada, nüşuz artık bir “itaatsizlik” değil, bir iletişim kırılması olarak ele alınabilir.

Ve bu kırılmanın çözümü, cezada değil; anlamada, eğitimde ve empati kültüründe yatıyor.

Sonuç: Nüşuz Kadın Değil, Nüşuz İlişki Vardır

Bilimsel, sosyolojik ve psikolojik analizler bize şunu gösteriyor:

Nüşuz bir cinsiyet özelliği değil, bir ilişki dinamiğidir.

Kadın da erkek de, iletişim ve anlayış zayıfladığında “nüşuz” davranışı gösterebilir.

Erkeklerin veri odaklı yaklaşımıyla kadınların empatik duyarlılığı birleştiğinde, bu kavramı suçlamadan anlamak mümkündür.

Sonuçta “nüşuz kadın” değil, “nüşuz toplum” yaratırsa asıl tehlike o zaman başlar.

Çünkü gerçek itaatsizlik, insanın kendi vicdanını susturduğu andır.