İhaleye girmek için SGK borcu ne kadar olmalı 2024 ?

Sarp

New member
“İhaleye girmek için SGK borcu ne kadar olmalı?” 2024’te çıta 5.000 TL: Bu sınır adil mi, işlevsel mi?

Selam forumdaşlar! Bu konuda güçlü bir fikrim var ve tartışmaya hazırım: 1 Ekim 2024 itibarıyla SGK borcu 5.000 TL’yi aşanların kamu ihalelerine katılamaması kuralı ne kadar gerçek hayatla örtüşüyor? Kâğıt üzerinde “düzen” vadediyor olabilir; ama sahada küçük işletmeleri cezalandırıp, büyük oyunculara yine alan mı açıyor? Gelin hem stratejik/çıkarımsal hem de insani/empatik pencereden masaya yatıralım; mevzuatın gri bölgelerini de didikleyelim. (Limit ve yürürlük tarihi açıkça SGK’nın genel yazısı ve piyasa bültenlerinde yer aldı. [1])

Kuralın çıplak gerçeği: 5.000 TL üstü “kesinleşmiş” prim borcu ihaleye set çekiyor

Mevzuatın özü şu: Kamu ihalelerine katılabilmek için SGK’dan “borcu yoktur” yazısı gerekiyor. 18 Mayıs 2024 tarihli tebliğ değişikliği ve 27 Eylül 2024 tarihli SGK genel yazısına göre 01.10.2024’ten itibaren Türkiye genelindeki borç (asıl+fer’ileri) toplamı 5.000 TL’yi aşarsa, bu borç “kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu” sayılıyor ve ihaleye girişi kilitliyor. Taksitlendirilmiş/yapılandırılmış borçlarda cari ödeme düzenli ise “kesinleşmiş borç” sayılmıyor; ama sınırın üstüne taşan kısım, muaf değil. (Detaylı kırılım ve örneklenen borç türleri SGK genel yazısında tek tek sayılmış. [1]) PwC’nin 21.05.2024 tarihli bülteni de bu çerçeveyi, 1 Ekim 2024 yürürlük notuyla, sahaya çeviriyor. [2]

“5.000 TL” eşiği: Enflasyon ve ölçek etkisiyle bu rakam gerçekten anlamlı bir filtre mi?

Eleştirimin ilk durağı: eşik değeri. Enflasyonun yüksek seyrettiği bir bağlamda 5.000 TL’nin “uygulamada anlamlı bir risk göstergesi” olduğuna gerçekten inanıyor muyuz? Mikro işletmeler için 5.000 TL, aylık nakit akışında beklenmedik bir kısa devre kadar “anlık” bir sapma olabilir; buna karşılık büyük ölçekli şirketlerde 5.000 TL muhasebe dipnotu bile etmeyebilir. Aynı kural, farklı ölçeklerde eşitsiz sonuç üretiyorsa, adil bir rekabet zemini yaratıyor mu?

Stratejik bakış açısıyla (erkeklerin sıklıkla sahiplendiği rasyonel/analitik yaklaşım diyelim): Eşik, ölçeklenebilir ve enflasyona endeksli değil. Bir risk metriği olarak “borç oranı/ciro” ya da “gecikme gün sayısı” gibi daha rafine göstergeler, kamu yararı açısından daha tutarlı olabilir. İnsan odaklı/empatik bakış (kadınların sıkça öne çıkardığı): 5.000 TL’lik tekil bir gecikmenin arkasında geç yatmış hakediş, domino etkisi yapan bir tedarikçi tahsilatı veya hastalık/afet gibi somut bir hayat hikâyesi olabilir. Kural, bu insani kırılganlıklara duyarsız.

“Kesinleşmiş borç” tanımı pratikte kimleri yakalıyor?

SGK yazısı, kesinleşmiş borcun kapsamını ayrıntılandırıyor: alt işveren borçları, asgari işçilikten doğan farklar, gecikme cezası/zamları, üst düzey yönetici/ortak sorumlulukları… Liste uzadıkça, özellikle taşeron ilişkilerinin yoğun olduğu sektörlerde (inşaat, temizlik, güvenlik, yemek) grileşen sorumluluk alanları çoğalıyor. Sonuç: “Borcu yoktur” almak için sadece kendi kasanızı değil, ekosisteminizi de pürüzsüz yönetmek zorundasınız. Bu, kurumsal devler için süreçtir; KOBİ içinse çoğu zaman sürpriz bir mayın tarlası. (Kapsam detayı için SGK genel yazısındaki bentler önemli. [1])

Erkeklerin stratejik çözümcülüğü vs. kadınların empatik toplumsallığı: Aynı hakikate iki dürbün

- Stratejik/problem çözme odağı (erkek yaklaşımı):

“Kural belli, oyun alanı belli: riskleri ölç, nakit akışını günlük izle, yapılandırmaya gir, borcu 4.999 TL’nin altında tut, süreci dokümante et.” Bu kamp, kontrol listeleriyle ilerler: erken uyarı sistemleri, SGK borç/fer’iler dashboard’ı, alt yüklenici uygunluk teyitleri. Sonuç: Kurala uy, ihaleyi al.

- Empatik/insan odaklı yaklaşım (kadın perspektifi):

“KOBİ’nin hayatında ‘5.000 TL’ bir veri değil, bazen çocuğun ameliyatı, bazen geciken hakediş, bazen eşin işten ayrılması demek. Kural, bu hikâyeleri silip atıyor.” Bu tarafta öneri, öngörülemeyen hayat olayları için bir “mağduriyet istisnası” ya da kademeli uyarı–rehabilitasyon şeridi.

İki bakışı birlikte tuttuğumuzda çıkarsama şu: Uyum araçları olmadan kurala kızmak naif; sosyal gerçekliği görmeden kuralı kutsamak ise zalim. Dengeli çözüm: Uyum için araç seti + hayatın kırılganlıkları için akıllı esneklik.

Kuralın yan etkileri: Rekabeti mi temizliyor, pazarı mı daraltıyor?

Birinci argüman: “Sahte/finansal disiplini zayıf firmaları ayıklıyoruz.” Güzel. Ama aynı anda, yeni oyuncuların (özellikle genç girişimler ve bölgesel KOBİ’ler) ihaleye girme iştahını törpüleyebilir misiniz? Eşik-değer düşük kaldıkça, pazarın konsolidasyonu hızlanır: Büyük oyuncular daha çok iş toplar, küçükler “teminat–SGK–vergi–nakit akışı” üçgeninde sürekli ince halat yürür. Kamu, uzun vadede daha az teklif alır; fiyat/kalite rekabeti zarar görür.

İkinci argüman: “Yapılandırma var, düzenli ödeyen etkilenmez.” Doğru; fakat fiiliyatta hakediş–tahsilat takvimi sapınca “düzenli ödemek” her zaman müteahhidin elinde değil. Kamu ödeme performansı ve bürokratik gecikmeler, bu kuralla birlikte doğrudan firma riski oluyor. Kural, neden-sonuç zincirini firma lehine asimetrik yüklüyor.

“Yapılandırma kurtarıyor” söylemine eleştirel bakış

Tebliğ, taksitli/yapılandırılmış borçta cari ödemen düzenliyse “kesinleşmiş” saymıyor. İyi niyetli. Ama bu, şirketleri sık sık yapılandırma bandına sokan kronik bir bağımlılık yaratabilir. Finansal disiplin mi gelişiyor, yoksa “borcu taşımayı yönetmek” mi kurumsallaşıyor? Ayrıca, alt yüklenicinin bir gecikmesiyle ana yüklenicinin “kümülatif 5.000 TL” sınırını aşması ihtimali, sorumluluğu zincirleyen ve bazen haksızlık üreten bir etki. (Sınırın nasıl toplandığı ve alt işveren etkisi SGK yazısında açık. [1])

Pratikte ne yapmalı? İki kutbu sentezleyen öneriler

- Erken uyarı (erkek/stratejik): SGK borç kalemleri ve fer’ileri için günlük limit takibi kurun; 3.000 TL uyarı, 4.000 TL kritik, 4.800 TL acil kesinti eşikleri belirleyin. Alt yüklenici sözleşmelerine “SGK uygunluk taahhüdü + anlık borç raporu” maddesi ekleyin.

- Empatik şerit (kadın/insan odaklı): Beklenmedik yaşam olayları/afet vb. durumlarda idareye belgeli açıklama ve süre isteme formatı standardize edilsin; “kalıcı dışlama” yerine “kademeli uyarı–rehabilitasyon” işletilsin.

- Politika düzeltmesi (karma öneri): Eşiği enflasyona endekslemek; salt tutar yerine borç/ciro oranı ya da gecikme gün sayısı gibi rasyonel göstergelerle “risk temelli” bir model kurgulamak.

Tartışmanın fitilini ateşleyecek sorular

1. 5.000 TL sınırı adil rekabet mi yaratıyor, yoksa “küçükler için yüksek duvar” mı?

2. Eşiğin enflasyona endeksli olmaması, kuralı daha ilk yıldan anlamsızlaştırmıyor mu?

3. Alt yüklenici kaynaklı borçların kümülatif etkisi, ana yükleniciyi orantısız cezalandırıyor olabilir mi?

4. Yapılandırma seçeneği, firmaları “borcu rulo etmeye” alıştırıp disiplini sulandırıyor mu?

5. “Borcu yoktur” zorunluluğu kamu yararı için vazgeçilmez; peki ölçütü daha akıllı kılmanın yolu ne?

Kapanış: Kural, niyet olarak doğru; tasarımı ve uygulanışı tartışmalı

Toparlarsam: Kamu ihalelerinde SGK borç disiplininin aranması doğru; fakat 5.000 TL sabit eşik, yüksek enflasyon ve ölçek farkları yüzünden felsefi olarak zayıf. Stratejik kanat “uyum araçlarıyla uy, geç” diyor; empatik kanat “hayat gerçekliğini gör, istisna koridoru aç” çağrısı yapıyor. Devlet tarafı için en sağlıklı yol, bu iki hattı risk temelli ve insanı gözeten tek bir sistemde buluşturmak. O zamana kadar, sahada iş yapanlar için reçete net: anlık takip, alt yüklenici denetimi, yapılandırma disiplinine uyum—ve aynı zamanda meslek örgütleri üzerinden daha akılcı endeksleme talebi.

Son söz yerine sizi masaya davet ediyorum: Sizin işletmenizde bu sınırın somut etkisi ne oldu? Alt yüklenici borçları yüzünden “son dakika” borcu yoktur alamadığınız oldu mu? Enflasyonist ortamda sabit eşik mi, yoksa oran/gün bazlı bir model mi daha adil olur? Kendi vaka hikâyelerinizi ve çözüm önerilerinizi yazın; bu başlık, gerçekten sahadan beslenecek.

Not: Dayanak ve tarih

1 Ekim 2024 yürürlük tarihi ve 5.000 TL eşiği SGK’nın 27.09.2024 tarihli genel yazısında ve ilgili profesyonel bültenlerde açıkça yer alıyor. Ayrıntılı borç kalemleri ve istisnalar için SGK genel yazısındaki 17.3.2 düzenlemesine bakabilirsiniz. [1]

---

Sources:

[1]: https://www.alomaliye.com/2024/09/30/4734-sayili-kamu-ihale-kanununa-gore-verilecek-borcu-yoktur-belgeleri/ "4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'na Göre Verilecek Borcu Yoktur Belgeleri - SGK Genel Yazı - Alomaliye.com"

[2]: https://www.pwc.com.tr/tr/hizmetlerimiz/insan-yonetimi-ve-organizasyon-danismanligi/sosyal-guvenlik-hizmetleri/bultenler/2024/kamu-ihalelerine-katilimda-sgk-borc-limitlerinde-degisiklik.html "Kamu İhalelerine Katılımda SGK Borç Limitlerinde Değişiklik

"