Lutuf Sanmak Ne Demek ?

Ceren

New member
** Lutuf Sanmak Ne Demek?**

Lutuf sanmak, genellikle birinin yaptığı bir iyiliğin ya da verdiği bir desteğin, yalnızca o kişinin insani değerlerinden kaynaklandığını düşünmekten ziyade, bunun daha çok bir tür lütuf, yani kişi tarafından yapılan bir "iyi iş" olarak algılanması durumudur. Kısacası, birine sağlanan yardım, bu kişinin takdirini kazanma amacı güderek veya bir karşılık beklentisiyle yapılmış gibi düşünülür. Bu düşünce tarzı, genellikle kibirli bir bakış açısına yol açabilir, çünkü yardımın ya da iyiliğin, karşı taraftan bir tür minnettarlık veya övgü bekleyerek yapıldığı algısını yaratır.

Bu terim, bazen bir kişinin yaptığı bir davranışın, arka planda hiç de beklentisiz ve gönüllü bir şekilde gerçekleşmiş olabileceği gerçeğini göz ardı eden bir yaklaşımdır. Lutuf sanmak, zamanla kişide yanlış bir anlamda “büyüklük” hissiyatı oluşturabilir. Çünkü yardımın karşılık bekleyen bir şey olarak değerlendirilmesi, doğal ve içten yapılan iyilikleri bile sorgulatabilir.

** Lutuf Sanmak Ne Zaman Ortaya Çıkar?**

Lutuf sanmak, özellikle insan ilişkilerinde sıkça karşılaşılan bir olgudur. Bir kişi, başkasına yardım ettiğinde ya da bir konuda iyilik yaptığında, bu yardımın bir tür borç olarak geri dönmesi gerektiği düşüncesi zamanla oluşabilir. Bu durum, kişinin karşısındaki kişiden takdir veya teşekkür beklentisine girerek, kendisini daha değerli hissetme amacını güderek hareket etmesine yol açar. Lutuf sanmak, ego tatmini arzusuyla ilgilidir ve bireyin kendisini bir "verici" olarak konumlandırmasının sonucudur.

Çoğu zaman bu durum, küçük ve basit yardımlar için bile geçerli olabilir. Birine sadece birkaç dakikalık zaman ayırarak yardımcı olmak bile, bazen karşıdaki kişinin bu yardımı yeterince takdir etmemesi durumunda, yardım yapan kişinin "ben bunu yaptım ama o kadar da değerimi bilmiyor" gibi bir düşünceye kapılmasına yol açabilir. Bu, aslında gerçek anlamda yapılan yardımın değersizleştirilmesi anlamına gelir.

** Lutuf Sanmanın Psikolojik Temelleri**

Lutuf sanmanın ardında yatan psikolojik temeller arasında, büyük ölçüde kendilik ve aidiyet duyguları yer alır. İnsanlar, başkalarına yardım ederek bir tür tanınma ve değer görme ihtiyacı duyarlar. Bu, bireylerin sosyal kimliklerini pekiştirmelerine, çevrelerinden onay almalarına ve "iyi bir insan" olarak tanınmalarına olanak sağlar. Ancak, bazı bireyler bu yardımları ve iyilikleri karşılıklı bir ödeme veya geri dönüş beklemesiyle yapar. Bu tür bir yaklaşım, yardımların özünden saparak, daha çok karşı tarafın takdirine ve övgüsüne odaklanmalarına neden olur.

Özellikle bireysel ya da kurumsal ilişkilerde, kişinin kendini çok fazla öne çıkarması, diğerlerinin de bu yardımları "doğal" ya da "zorunlu" bir şekilde kabul etmesine yol açar. Bu durumda, yapılan yardımların aslında birer “lütuf” gibi görülmesi, insanın içsel değerleriyle çelişebilir. Yardımın beklenen karşılıkla yapılması, bir yandan ruhsal tatmin sağlasa da, bir yandan da kişide derin bir tatminsizlik hissi yaratabilir. Çünkü yapılan iyilik ya da yardım, doğal ve gönüllü bir davranış olarak görülmemekte, daha çok "bunu yapmak zorundaymış" gibi algılanmaktadır.

** Lutuf Sanmanın Toplumsal Yansımaları**

Toplumda, özellikle kültürel anlamda, iyilik yapmak ve başkalarına yardımda bulunmak genellikle değerli ve takdir edilen bir davranış olarak kabul edilir. Ancak lutuf sanma durumu, bu iyiliğin yanlış bir şekilde yapılmasına yol açabilir. Toplumda yapılan yardım, çoğu zaman toplumsal statüyü artırma aracı olarak da kullanılabilir. Bu, özellikle sosyal medya çağında daha da belirginleşmiştir. Kişiler, yardım ettiklerinde bu durumu paylaşarak, başkalarının kendilerine olan bakış açılarını şekillendirmeye çalışabilirler. Bu, bir yandan toplumun takdirini kazanmayı hedeflerken, diğer yandan insanlara yapılan yardımların özünden uzaklaşılmasına neden olabilir.

Lutuf sanma olgusu, bir taraftan kişi olarak daha sorumluluk sahibi ve insanlara yardım eden biri olarak görünme arzusunu tetiklerken, bir yandan da toplumsal düzeyde yardımın "yapılacak şey" olarak kabul edilmesine yol açabilir. Bu, aslında iyiliğin karşılıklı bir anlayışa dayalı olması gereken bir durumu, tek taraflı bir "iyilik gösterisi"ne dönüştürebilir.

** Lutuf Sanmanın Zararları Nelerdir?**

Lutuf sanmanın birçok olumsuz sonucu olabilir. Bunlardan biri, başkalarına yardım yapma isteğinin bencil bir şekilde şekillenmesidir. Bu tür bir yaklaşım, bireylerin içsel olarak daha az tatmin olmalarına ve kendilerini sürekli olarak başkalarına ispat etme ihtiyacı duymalarına yol açabilir. Yardım etme davranışı, zamanla “zorunluluk” halini alabilir ve birey kendisini bir tür "minnettarlık beklentisi" içine sokar.

Bir diğer zarar ise, yapılan yardımın değerinin düşmesi ve karşılıklı bir güvenin zedelenmesidir. Eğer kişi yardım ederken, karşı taraftan bir teşekkür ya da minnettarlık bekliyorsa, bu, zamanla ilişkilerdeki samimiyeti zedeler. Gerçek yardım, karşılık beklemeden ve gönüllü olarak yapılmalıdır. Lutuf sanma davranışı, yardımın anlamını bozar ve uzun vadede ilişkilere zarar verebilir.

** Lutuf Sanmak ve Karşılıklı Yardım İlişkisi**

Yardım ilişkileri, karşılıklı saygı ve anlayış temelinde gelişmelidir. Bir kişinin, yardım ettiği bir diğer kişiden yalnızca insani bir değer ve takdir görme beklentisi içine girmesi, ilişkilerde dengesizliğe yol açar. Yardımlar, insanlara fayda sağlamak amacıyla yapılmalı ve bunun karşılığında herhangi bir beklenti oluşmamalıdır. Çünkü gerçek yardımlar, karşılıklı olarak gelişen ve sürdürülebilir ilişkilerde anlam bulur. Kişinin yaptığı iyilikler, yalnızca onun vicdanını rahatlatmak için değil, aynı zamanda insanlığa hizmet etmek amacıyla yapılmalıdır.

Sonuç olarak, lutuf sanmak, kişinin içsel dünyasında dengeleri bozan bir durumdur. Yardım, yalnızca karşılık beklemeden yapılmalı ve birey, yaptığı iyiliği bir lütuf olarak görmek yerine, bir sorumluluk ve içsel tatmin kaynağı olarak kabul etmelidir.