




TOGG CEO’su M. Gürcan Karakaş, sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla TEKNOFEST’te yer edinen TOGG standında meydana gelen basın toplantısında konuştu.
Karakaş, “Burada yeni nesil teknolojilerin uygulanmış olduğu, artık otomobilden fazlası olarak adlandırdığımız akıllı cihazımızı sergilediğimiz, hem de doğuştan elektrikli akıllı aleti hakikaten teknoloji ürünü icra eden batarya teknolojilerini de yanında sergileyerek yurttaşlarımızın dikkatine sunduk” dedi.
“DÜNYADAKİ HÜCRE ÜRETİCİLERİNİN KAPASİTELERİ 2030 VE SONRALARINA KADAR REZERVE EDİLMİŞ VAZİYETTE”
Geleceğin dünyasında batarya teknolojilerine, güç elektroniğine haiz olmayan şirketlerin, teknolojiye haiz olamadığını belirten Karakaş, şunları kaydetti:
“Planladığımız noktadayız. Canlı yayından TOGG TV’den 24 saat izlenebilecek şekilde tesisimizin adım adım tamamlandığı görülüyor. Planlar doğrultusunda 2022’nin sonunda seri üretime hazır olacak şekilde çalışmalarımızı yapıyoruz. Sorumluluğun farkındayız. coşku ve enerji bizlere gece gündüz, uykusuz da olsak müthiş bir enerji veriyor.
“ÇİP KRİZİNDEN DAHA ÖNEMLİ BİR KRİZ ÇIKACAK”
İlk aracımız, C segmentinde bir SUV. Regülasyonlar sebebiyle küçücük farklılıklar olabilir fakat bu tasarımın niteliğini değiştirecek boyutta değişimler değil. Çip krizi var. Çip krizinin sebeplerini de biliyoruz. Bu krizin bir yıl daha süreceğini tahmin ediyoruz.
Planlarımız doğrultusunda, yaptığımız rezervasyonlarla çip krizine takılmayacağımızı düşünüyoruz. Çip krizinden daha mühim bir kriz çıkacak; batarya krizi. Hücre yok. Tüm dünyada tamamımız daha oldukça elektrikli vasıta üretmek için koştururken, dünyadaki hücre üreticilerinin kapasiteleri 2030 ve sonralarına kadar rezerve edilmiş vaziyette. Biz başından itibaren bu işi planlayarak çözeceğimiz için batarya hücre krizine takılmayacağız.”
“OYUNUN KURALINI DEĞİŞTİREN START-UP’LAR RADARIMIZDA”
TEKNOFEST kapsamında düzenlenen Take Off internasyonal Girişim Zirvesi’nde de açıklama icra eden Karakaş, otomotiv endüstrisinin büyük bir hızla mobilite ekosistemine dönüştüğünü, TOGG olarak bu dönüşümün bir parçası olmak suretiyle yola çıktıklarını belirtti.
Fikri ve sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye’ye ilişik küresel bir marka ortaya çıkarmak ve Türk mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturmak hedefiyle planlar doğrultusunda adım adım ilerlediklerini ifade eden Karakaş, “2018 senesinde süregelen ve 2033’e kadar sürecek olan 15 senelik bir iş planı yaptık. Bu planın çerçevesini işinin ehli bir ekiple destekliyoruz.
Mobilite ekosistemimizin merkezi olan Gemlik Tesisimizi, ‘Akıllı’, ‘Çevre Dostu’ ve ‘Aynı Çatı Altında’ benzer halde bir oldukça niteliği ile ‘Bir Fabrikadan Daha Fazlası’ olarak tanımlıyoruz. Bir taraftan buradaki çalışmalarımız hızla devam ederken, diğeri taraftan mühendislik ve geliştirme tarafında da hız kesmeden faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” dedi.
“220 START-UP’I İNCELEDİK, 10 START-UP İLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ”
TOGG’un mobilite ekosistemi içinde başka şirketlerle, bilhassa de start-up’larla iş birliklerinin oldukça mühim bir yer tuttuğunun altını çizen Karakaş, şunları söylemiş oldu:
“Bugünün otomobil dünyası ürün konseptini oluşturma, aracı geliştirme, üretme, satış ve sonrasındaki işleyişlerle ilgileniyor. Bizim işimiz ise başkalarının işinin bittiği yerde başlıyor şundan dolayı biz otomobili yeni nesil akıllı bir mobilite aletine dönüştürüyoruz.
Buradaki dönüşüm için yeni yetkinliklere haiz olan tedarikçiler ve iş ortaklarına ihtiyacımız var. şundan dolayı veri bazlı iş modelleri bu yeni dünyada oldukça mühim ve müthiş bir potansiyel. 2035’ten itibaren kârlılık havuzunun yüzde 40-50’sinin bu dünyadan geleceği öngörülüyor.
Yolculuğumuz içinde, tüm geliştirme süreçlerimizde bulabilirsek tercihen Türkiye’den, bulamazsak dünyanın neresinde ise en iyileri bulup ortaklık yapıyoruz, hayata geçirmeye devam edeceğiz.
bilhassa ‘smart living’ akıllı yaşam diye tabir ettiğimiz alandaki bağlantılı teknolojilere hizmet edecek çözümler üreten ve gene ‘disruptive’ dediğimiz, oyunun kuralını değiştirecek, ezberleri bozacak alanlarda adım atan start-uplar radarımızda.
Şimdiye kadar kullanıcı odaklı, akıllı, empatik, bağlantılı, otonom, paylaşımlı ve elektrikli mobilite kavramlarımızı temsil eden use-case mobility kıymet zincirimize katkı sağlayacağını düşündüğümüz yüzde 85’i Türkiye’den 220 start-up’ı inceledik, 125 start-up ile görüştük, 24 start-up ile anlaşmalar yaptık ve 10 start-up ile beraber çalışıyoruz. Türkiye’deki mobilite ekosistemini start-up’larla birlikte dönüştürüyoruz.”