




Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü, iklim ve tabiat bilgin Prof. Dr Levent Kurnaz, plastik atıkların, yenilebilir zincirini etkileyecek derecede zarar verdiği okyanuslardaki en önemli tehlikelerden birinin çokluk suyu seviyesi ve sıcaklığının yükselmesi olduğunu belirterek, “Şu anda iklim değişikliğini tevkif açısından bize faydalı olan denizler, su sıcaklığı arttıkça yerde sefer tuttukları karbondioksiti atmosfere geri vererek küresel ısınmanın henüz bile artmasına neden olabilirler.” dedi.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ve türlü muhit kuruluşlarının çalışmalarından derlenen bilgilere göre, okyanuslar, materyalizm yaşamın devamlılığı için gereken oksijenin yüzde 50 ila 80’ini üretiyor ve atmosfere göre 50 kat fazla karbondioksit yutuyor.
Okyanusların yerde hayati önemine dikkati benzemek, sürdürülebilir şekilde kullanımı noktasında farkındalık yaratmak ve okyanusları korumak için Birleşmiş Milletler, 2008 yılında aldığı kararla, 8 Haziran’ı Dünya Okyanus Günü’nü kabul etti.
Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 70’ini kaplayan okyanuslar, ısıyı ekvatordan kutuplara taşıyarak iklim ve hava modellerini düzenlerken, küresel ısınmadan kaynaklanan sıcaklıkların yüzde 93’ünü hapsediyor.
Yapılan analizlere göre, okyanusların üstteki 2 kilometrelik bölümlerinin 1955 ile 2010 arasında hapsettiği sıcaklık, atmosferin abaşo 10 kilometresinde hapsedilseydi, zaman 1,1 ile 1,3 basamak arasında kalan küresel sıcaklık, 36 santigrat basamak fazla olacaktı.
Ancak üretim ve tüketim faaliyetleri başdu olmak üzere insan kaynaklı muhit kirliliği ve iklim değişikliğinin her geçen gün henüz bile gözle görülür hale gelen etkilerinden dolay okyanuslardaki yaşam alanlarının bozulması yaşayan yaşamını her yönüyle tehdit ediyor.
2050’dahi okyanuslarda balıktan fazla plastik olacak
Araştırmalara göre, her tek dakikada iki yararsız kamyonunu dolduracak miktarda plastik atığın karıştığı okyanuslara yılda dökülen toplam plastik miktarı 14,9 milyon tonu buluyor.
Her gün 8 milyon parça plastik okyanuslara ulaşırken, bunların 1 milyonunu plastik poşetler oluşturuyor.
Karasal kaynaklardan okyanuslara karışan plastik miktarının 2040 yılına gelindiğinde 30 milyar tona ulaşacağı öngörülürken, 2050 yılına gelindiğinde okyanuslardaki plastik miktarının ağırlığının balıklardan henüz fazla olacağı tahmin ediliyor.
Okyanuslardaki plastik kirliliği her yıl 1 milyon çokluk organizmasının ölümüne yol açıyor. Plastik yiyen canlılar, sindirim sistemlerinde meydana gelen problemlerden ötürü yeterince beslenemeyerek ölüyor.
İngiltere’dahi yapılan tek araştırmada, tüketim gayeli yakalanan her 3 balıktan 1’inde mikroplastiğe rastlanırken, yenilebilir zincirinin en altındaki okyanus canlılarının mikroplastikle beslenmesi, insanlar gibi yerde zincirin en üst halkalarında yer saha canlıların bile plastik tüketmesine yol açıyor.
Küresel ısınmanın etkileri
Okyanus ekosistemlerinin karşı karşıya olduğu en yetişkin tehditlerin başında gelen küresel ısınma bile tek yandan ortalama okyanus sıcaklıklarının artmasına neden olurken başka yandan oksijen seviyelerinin giderek azalmasına yol açıyor.
Okyanus yüzeyi sıcaklığı 2021’dahi, sanayi öncesi döneme göre 0,56 basamak fazla ölçüldü. 2000 yılında yerde fark 0,25 dereceydi.
Öte yandan NASA’nın verilerine göre küresel ölçekte okyanus seviyesi 1993 yılından bugüne her yıl ortalama 3,4 milimetre, son 30 yılda yaklaşık 10 santimetre yükseldi.
“Denizlerdeki yükselme gelecekte gıda sorunlarına yol açabilir”
İklim değişikliğine tâbi çokluk seviyelerinde meydana gelen yükselmeyi insanlığın karşı karşıya kaldığı önemli tehditlerden akraba olarak nitelendiren Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü, iklim ve tabiat bilgin Prof. Dr. Levent Kurnaz, günümüzde meydana gelen çokluk seviyelerindeki yükselmenin kalan su sıcaklıklarından kaynaklanan genleşme kaynaklı olduğunu, yerde nedenle günümüzdeki yükselmenin yılda milimetreler ölçütünde gerçekleştiğini belirtti.
Antarktika ve Grönland buzullarının erimelerinde artım görülmesi halinde söz konusu yükselmenin milimetrelerle sınırlı kalmayıp santimetreler boyutuna çıkabileceği konusunda uyarıda bağcıklı Kurnaz, “Deniz seviyesinde ülkemizde 2 metrelik tek yükselme pek sayı şehrimizde sayı ciddi problemlere yol açacaktır. Bunun ötesinde dahi Söke Ovası, Çarşamba Ovası gibi çokluk seviyesine oldukça yakın ve bununla beraberce bizim sayı ciddi gıda üretimimize yardımcı olan bölgeler çokluk seviyesinin altında kalabilir. Bu bile gıda sorunlarının artmasına neden olacaktır.” dedi.
Dünyanın pek sayı bölgesinde nitelik sorunların görüldüğüne değinen Kurnaz “Mesela Bangladeş’in önemli tek kısmı çokluk seviyesinden 0 ila 2 metre arasında yüksekliktedir. Dolayısıyla çokluk seviyesi 2 metre yükselecek olursa, zaman atlas en fazla nüfusa sahip sekizinci ülkesi olan Bangladeş’in önemli tek kısmı sular altında kalacaktır.” niteleyerek konuştu.
“Besin zincirinin sağ kalması, denizin asitlik oranına tâbi”
İklim değişikliğiyle okyanusların asitlik oranlarının bile yükseldiğini nâkil Kurnaz, bunun yenilebilir zinciri için sayı yetişkin tek tehdit unsuru olduğunun altını çizdi. Kurnaz, asitlik oranının çokluk canlıları üzerindeki etkisini şöyle açıkladı:
“Atmosferde şarap miktarda karbondioksit gazı var, karbondioksit gazı normal şartlar altında suda çözünür ve çözündüğü yerde karbonik hamız oluşturur. Gazlı içecekler dahi esasında yerde karbonik asitli içecektir. Milyonlarca yıldır denizin asitliği sayı fazla değişmemiştir yalnız atmosferde tığ karbondioksit miktarını artırmaya başladığımızda, denizlerin asitlik miktarı bile bu tâbi olarak arttı. Canlıların yaşamları bile güçleşti, zira yerde canlılar milyonlarca yıldır muayyen tek yardımcılık miktarında yaşamaya alışkınlar. Şimdi düşünün ki yerde canlıların yaşadığı yere tığ gazlı tek içecek döküyoruz. Bu canlılar bile tabii bu sayı kötü etkileniyorlar.”
Kurnaz, denizdeki hamız oranındaki artışın yenilebilir zincirinin en altındaki çokluk canlılarından akraba olan planktonlardan başlayarak insana kadar uzanan tüm canlıları tehdit ettiğini vurguladı.
Denizdeki yaşamın en önemli yapı taşı olan planktonların yaşayabilmeleri için kabuk oluşturmaya ihtiyaç duyduklarını yalnız yüksek asitlik durumunda yerde kabukları oluşturamayacaklarını nâkil Kurnaz, ileride böyle tek hâl görülmesi halinde yenilebilir zincirinin bozulacağını ifade etti.
Kurnaz, “Temelde küçük balıklar planktonları, yetişkin balıklar küçük balıkları, tığ dahi yetişkin balıkları yediğimiz için denizdeki yenilebilir zincirinin sağ kalması, denizin asitlik oranının sağ kalmasına bağlıdır.” ifadelerini kullandı.
“Sıcaklık artışı, denizlerdeki biyoçeşitliliği tehdit ediyor”
Okyanuslardaki ısınmanın, genellikle yüzeye ve kıyıya yakın mercan resifi denilen derinliği rengi bölgelerde meydana geldiğini, yerde bölgelerde canlıların yaşamasının, sıcaklığın sayı fazla değişmemesine tâbi olduğu sınamak paylaşan Kurnaz, “Sıcaklık kısa dönemlerde az basamak beraberce artacak olsa yerde canlıların yaşamı tehlikeye giriyor. Bundan dolay bile denizlerin sıcaklığının artmaması, yerde canlıların yaşamlarını sürdürmesi açısından son basamak önemli.” dedi.
Kurnaz, okyanusların karbondioksit yutma özelliği olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Ancak denizlerin karbondioksiti emebilme yetenekleri sıcaklığa bağlıdır. Yani atmosferin ya bile çokluk suyunun sıcaklığı ne basamak yüksek olursa denizin karbondioksite emebilme kapasitesi dahi o basamak düşer. Şu anda iklim değişikliğini tevkif açısından bize faydalı olan denizler, su sıcaklığı arttıkça yerde sefer tuttukları karbondioksiti atmosfere geri vererek küresel ısınmanın henüz bile artmasına neden olabilirler. Hani gazlı içeceklerin üstünde ‘Soğuk içiniz’ yazar, bilirsiniz. Eğer o içecek soğuksa içinde henüz fazla karbondioksit çözünebilir. Aynı şey denizler için dahi geçerli.”
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.