Ekran kartları bilgisayarlarımızın en değerli donanımları ortasında birinci sıralarda yer alıyor. Zira vazifesi gereği sistemin bir monitör yahut laptop ekranına imaj vermesi bu modül sayesinde gerçekleşir. Alışılmış kullanım senaryolarına nazaran kendi içerisinde farklı cinsleri bulunur. Bu sebeple iş yerlerinde, kamu kuruluşlarında yahut okullarda gördüğümüz aygıtlar gençlerin kullandıklarına pek benzemez. Pekala dahili ekran kartı nedir ve haricilere nazaran bir avantajı var mıdır?

Dahili ve harici ekran kartı nedir?

Dahili ekran kartları 2000’li yıllarda konutlarımıza birinci sefer giren bilgisayarlarla birlikte uzun müddettir hayatımızın bir modülü olmuştur. Hatta o devirdeki GPU’ların neredeyse tamamı anakarta entegre bir halde sunulurdu. Doğal ilerleyen teknolojiyle birlikte CPU’lar yani işlemcilerimizin içerisinde bir grafik arabirimi olarak karşımıza çıkıyorlar.

Harici kartlarsa bir nevi vites artırmak isteyen kullanıcıların tercih ettiği donanımlardır. Buna örnek olarak günümüzdeki oyun bilgisayarları yahut kripto para sistemleri verilebilir. Ama ferdî kullanıcılar için dahili versiyonları her vakit için bir avantaj olmuştur.

Bir işlemci satın alırken ufak bir farkla dahili ekran kartı olan versiyonunu alabilirsiniz. Bu sayede harici kartlar kadar yer kaplamaz. Ayrıyeten sistemlerinizin elektrik tüketimi de çok daha az olacaktır. Misal bir halde ısınma ve fan sesi üzere sorunlardan de uzaklaşabilirsiniz.

Doğal bilgisayarınızı biraz terletme niyetiniz varsa işler bilakis dönecektir. Zira şu anda Intel’in 12, AMD’nin de 5. jenerasyon işlemcileriyle birlikte gelen bu dahili ekran kartları fakat giriş ve orta alt segment harici ekran kartları kadar performans verecektir. Üstelik uzun mühlet bu gücü talep edecekseniz ısınma meselesiyle karşılaşmamak için güçlü bir soğutucu kullanmanız da gerekebilir.

Üstelik dahili ekran kartlarının kendi RAM’leri yani bellekleri ve işlemcileri bulunmadığı ve sisteminize bağımlı olduğu için lakin bu başka kesimler kadar güçlü olabilir. Öte yandan harici GPU’lar kendi işlemcileri, bellekleri, fanlı soğutma sistemleriyle birlikte gelir. Bu sayede öteki donanımlara dokunmadan, sisteminizi yükseltmek istediğinizde bu kartı çıkarıp yerine yenisini takabilirsiniz. Dahili kartlarda bunu yapmak için işlemciyi de değiştirmeniz gerekecektir.

Bu sebepten bir tüketici olarak sistem toplarken yahut bir laptop satın alırken öncelikle gereksinimlerinizi belirlemelisiniz. Örneğin öğrenciler, öğretmenler, beyaz yakalı çalışanlar yahut yalnızca meskeninde toplumsal medyada gezip sinema izlemek isteyen bireylerin harici ekran kartlarına yahut bu tip sistemlere para ödemesine gerek yoktur.

Öte yandan âlâ bir oyun performansı istiyorsanız, kendi görüntü içeriklerini çekerek düzenleyecekseniz yahut Bitcoin madenciliği yapmak için bu sistemi topluyorsanız, o halde kesinlikle güçlü bir harici ekran kartı kullanmalısınız.

Siz bu husus hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Haziran ayındaki WWDC21 aktifliği öncesinde, Apple’ın ‘Kıdemli iOS Mühendisi’ durumu için yayınladığı iş ilanında “homeOS” işletim sisteminin ismi geçti. “Apple genelinde sistem mühendisleriyle çalışacak ve iOS, watchOS, tvOS ve homeOS’un iç işleyişini öğreneceksiniz” cümleleriyle iş tarifi yapılan ilanda işletim sisteminin nerede kullanılacağı ve ne işe yarayacağı belirtilmemişti.

Apple’ın her yıl düzenlediği WWDC aktifliği yazılım geliştiricilerine odaklı olduğundan, homeOS’un da WWDC21’de tanıtılması bekleniyordu. Ancak söylentiler gerçek çıkmadı. Ortadan geçen 5 aylık müddette ABD’li şirketin bu işletim sisteminden vazgeçtiği düşünülürken; ‘homeOS’ sözünün geçtiği yeni iş ilanı Apple’ın hala üzerinde çalıştığını ortaya koydu.

homeOS, Apple’ın mesken eserlerini bir ortaya getirebilir

Apple’ın şu anda merkezi mesken tabanlı iki işletim sistemi bulunuyor. Birincisi, Türkiye’de resmi satışı yapılmayan HomePod’da kullanılan audioOS; ikincisi ise Apple TV’ye güç veren tvOS. İş ilanında ismi geçen homeOS’un, meskende kullanılmak üzere tasarlanan Apple eserlerini ve yazılımlarını bir ortaya getirmek hedefiyle (audioOS, tvOS’a dayalı) geliştirildiği kestirim ediliyor.

Akla gelen bir öteki ihtimal ise; Apple’ın üzerinde çalıştığı ancak şimdi kamuoyuna duyurmadığı bir aygıt, eser yahut hizmetin olabileceği. İlanın ‘Apple Music’ başlığı altında yayınlanması ve homeOS sözünün iOS, watchOS ve tvOS işletim sistemleriyle birebir cümle içerisinde kullanılması bu ihtimali destekliyor.

Yakın vadede beklenen yeni bir Apple aktifliği yok. Bu nedenle homeOS’un ne vakit, nerede ve nasıl tanıtılacağı gizemini koruyor. Şayet şirket bu sene içerisinde yeni bir lansman yapmazsa, homeOS’u en erken 2022 yılında görebiliriz.

2021’in WWDC konferansını Haziran ayında düzenleyen şirket, Eylül ayında California Streaming lansmanı ile karşımıza çıktı. Merakla beklenen iPhone 13 serisi, Apple Watch Series 7 ve yeni kuşak iPad modellerini burada tanıttı. Ekim ayında ise yeni MacBook Pro ailesinin tanıtıldığı Unleashed aktifliği gerçekleştirildi.